Sıradışı Tarih - 30 Ekim 2018

Turgay Güler'in hazırlayıp sunduğu Sıradışı Tarih programında bu bölüm Prof. Dr. Mehmet Çelik ile Cumhuriyet, Osmanlı Devleti, İstanbul’daki Suriye zirvesi masaya yatırıldı.

Prof. Dr. Mehmet Çelik, Osmanlı’ya karşı düşmanlık olduğuna değinerek “Türkiye’de yanlış olan şey şu olmuştur. Siyaseten eski yönetimi yeni yönetim oturana kadar elbette kötüleyeceksin. O yeni yönetim oturduktan sonra bu devam etmemeliydi. Türkiye bunu devam ettirdi. Yeni nesillerde adeta bir tarih düşmanlığına dönüştü. Bu tarih düşmanlığı yapılmamalıydı. Dünyada da yirmi sene öncesine kadar bu tarih düşmanlığını yapan sadece biz kalmıştık, başka devlet kalmamıştı” açıklamasında bulundu.

Mehmet Çelik, Osmanlı ve Cumhuriyet ile ilgili olarak “Osmanlı Hanedanı kadar asaletli bir hanedan insanlık tarihinde yoktur. Bu aile, bu hanedan Türk milleti ve ümmet için kendisini feda etmiştir” sözlerinin ardından Çelik, “Cumhuriyet ile Osmanlı İmparatorluğu ayrı ayrı devlet değillerdir. Cumhuriyet bu imparatorluğun devamıdır” ifadelerini kullandı.

Çelik, Latin alfabesinin getirilmesiyle ilgili “Osmanlı alfabesi üzerinde Abdülhamit döneminden itibaren tartışmalar vardı zaten. Latin alfabesi bize ne zaman geldi? Telgraf icat edildikten sonra Latin harfleriyle yazılıyordu. Bu sıkıntı doğuruyordu, özellikle askeriyede kullanılıyordu. Bu bir kültür cinayetidir. Dünyada en hızlı ve rahat yazılan yazı, Arap harfleriyle yazılan yazıdır. Dilciler bunu söylüyorlar” sözlerini dile getirdi.

Programda Turgay Güler ise, Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mine Kırıkkanat’ın tehdidi ile ilgili olarak “Ben hanımefendi arzu ederse bu ve söylemediği her ne varsa söyleyebilmesi için buraya davet ediyorum. Bir kere demiştim gelememişti. Gelsin burada anlatsın, kendilerine ne olmuş, nasıl mağdur edilmişler, Erdoğan’a parmak sallayacak kadar özgürsün, ‘Sizi mağdur edeceğiz’ tehdidini yapacak kadar özgürsün” ifadesini dile getirirken Çelik ise “Bu dil bu ülkenin insanlarının bir kısmını ötekileştirmektir. Salona da bir şey demiyorum. Ama Uğur Dündar’a bunu yakıştıramıyorum, muhalefet olabilirsiniz, farklı bir siyasi partiyi desteklersiniz, bu sizin en tabii hakkınız. Anayasal çerçeve içerisinde CHP’de bu ülkenin yasal partisidir, AK Parti de, MHP de hatta HDP de... Ama artık bu kavga dönemini bunlar sürdürüyorlar, sağ kesim bu işten vazgeçmiş, bu ülkede dünya üzerimize geliyor. Bizim gidecek başka bir ülkemiz yok. Biz burada şunun üzerinde ittifak edeceğiz, dili, dini, etnik yapısı, meşrebi, hayat tarzı, inançları ne olursa olsun hepsine saygı duyacağız, sadece bu ülkenin bütünlüğü, bu bayrağın tekliği ve bu devletin bekası için biz ittifak edelim, hepsinin başımızın üzerinde yeri var” açıklamasında bulundu.

Ayrıca Güler ”Ben AK Parti’nin yerinde olsam, ülkenin büyük meydanlarına büyük dev ekranlar kurar bu hanımefendinin sözlerini o meydanlarda yirmi dört saat tekrarlatırım” sözlerinin ardında Çelik ise “Atatürk bugün dirilse bunların hepsini kovar bu ülkeden” ifadesini kullandı. 

YORUMLAR İlk Yorum Yapan Sen Ol
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Sıradışı Tarih - 5 Mayıs 2020

Turgay Güler'in hazırlayıp sunduğu Sıradışı Tarih programında bu bölüm Prof. Dr. Mehmet Çelik, Takvim Gazetesi Yazarı Ekrem Kızıltaş, Güvenlik Uzmanı Yusuf Alabarda ve Takvim Gazetesi Ankara Temsilcisi Zafer Şahin ile birlikte Koronavirüs salgını, Koronavirüs ile mücadele ve Türkiye’nin sağlık sistemindeki büyük başarısı masaya yatırıldı.

Zafer Şahin, Türkiye’nin Koronavirüs ile mücadelesiyle ilgili olarak “Bu salgın bize gösterdi ki bu şehir hastaneleri bir zorunluluk. Türk milleti otel konforunda sağlık hizmeti alıyor. Bizim milletimizin her bir ferdi değerli. Bu ülkenin hiçbir insanı Koronavirüs ile kaderine terk edilmedi. Dünyanın hiçbir yerinde böylesine bir sosyal devlet anlayışı söz konusu değil. Artık bütün ülkeler sağlıkta Türkiye modelini incelemek için sıraya girmiş durumdalar” sözlerini dile getirdi.

Ekrem Kızıltaş ise “Amerika Birleşik Devletleri, vatandaşlarına bin, iki bin dolar verdi ama sadece bir test yapmak için hastaneye gidenden de otuz beş bin dolar aldı. Dolayısıyla biz bu salgının başından beri hep şunu duyduk. Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere bütün batı ülkelerinde sağlık hizmeti paralı olduğu için, Koronavirüs kaptıklarından şüphelenen insanlar bile paraları olmadığı için test yaptırmaya gitmeye cesaret edemediler. Türkiye Cumhuriyeti Devleti dünyanın her tarafındaki vatandaşlarını özel uçaklar gönderip buraya toplarken, onlar dışarıdan ülkeye getirecekleri insanlardan önce ipotek makbuzu imzalatarak o insanları oraya çağırdılar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sağlık hizmetleri parasız. Özellikle Koronavirüs ile alakalı kimseden tek kuruş alınmıyor. Şu anda dünyada mevcut yüz doksan küsür ülke arasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti hakikaten Koronavirüs ile mücadele konusunda dünya çapında ilk sıralarda olan ülke” şeklinde konuştu.

Sıradışı Tarih - 5 Mayıs 2020
'de daha fazlasını keşfet
Fragmanlar Gezi Yaşam Eğlence Sohbet