Sıradışı Tarih - 27 Kasım 2018

Turgay Güler'in hazırlayıp sunduğu Sıradışı Tarih programında bu bölüm Prof. Dr. Mehmet Çelik ile Meral Akşener’in AK Parti gafı, gezi provokasyonu ve Türkiye’ye dış müdahaleler masaya yatırıldı.

Gazeteci Turgay Güler, Meral Akşener’in dil sürçmesi ile ilgili “Partilerin grup toplantısı vardı. Meral Akşener’in grup toplantısında dili sürçtü. Acayip bir dil sürçmesi bu, böyle şeyler tarihe geçiyor” açıklamasının ardından Prof. Dr. Mehmet Çelik ise “Dil sürçmesi bazen şuur altıyla ilgilidir, bazen de Allah söyletir. Meral Hanım’ın bu dil sürçmesinde bir gerçek var. Normal bir dil sürçmesi değil. Türkiye’nin son yirmi yılda şu Ortadoğu’daki süreci göz önüne alarak oynadığı fonksiyonel rolü göz önüne alırsanız bunu Allah söyletti dersiniz. Bunu siyaset dışı bir anlayışla söylüyorum, Tayyip Erdoğan’ın ekonomik olarak ülkede yaptığı hizmetleri, Türkiye’yi ekonomik olarak nereden nereye getirdiği, iç refahı, her alandaki yatırımları bir tarafa bırakın, bunu samimiyetle söyleyeyim, Erdoğan olmasaydı Türkiye Suriye ile beraber Güneydoğu’suyla bölünecekti, bunu da kimse engelleyemezdi” ifadesini kullandı.

Çelik, Türkiye üzerine oynanan oyunlara değinerek “Günlük siyasetle birbirimizin rakibi olabiliriz, siyasi rekabet yapabiliriz, ticari rekabet yapabiliriz. Suriye’ye bakıp ders almak lazım, emperyalizm ne yaptı, Irak ne hale geldi, İslam dünyası ne hale geldi ve şunu söyleyeyim Tayyip Erdoğan olmasaydı bu tarihe böyle geçecekti. Türkiye bölünmüştü. Bizim halkımız Suriye halkı, Mısır halkı değil. Türkiye üzerinde oynanacak bu oyunlar hep geri tepecektir” açıklamasında bulundu.

Çelik, “Bu ülkede vatanın bütünlüğü, devletin bütünlüğü, bayrağın bütünlüğü olsun, herkes inancında, hayat tarzında serbest olsun, kimse kimseye karışmasın. Ama devlet ve millet söz konusu olduğunda hepimiz aynı safta olmalıyız” sözlerini dile getirdi.

Programda ayrıca Çelik, Latin harfleriyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. “Bugün Tayyip Erdoğan kalksa dese ki ‘Latin harflerini yasaklıyorum, eski Osmanlı yazısını koyuyorum’ ilk itiraz eden ben olurum. Biz yüz sene önce bir cinayet işledik, ikinci bir cinayet işlemeyelim. Bazı okullara seçmeli ders olarak koydular. Bin yıllık bizim kültür ve medeniyet tarihimiz bu alfabeyle yazılmış durumda. Devletin bütün resmi yazışmaları Latin harfleriyledir. Fen, teknoloji, sağlık ve mühendislik bilimleri bütün bu dallardaki eğitim Latin alfabesiyle yapılır. İlahiyat, edebiyat, tarih yani sosyal bilimler ise liseden itibaren Osmanlıca yapılmalıdır. Eğitimi böyle yapmalıyız, her şey onun diliyle olur” sözleriyle tepkisini dile getirdi.

YORUMLAR İlk Yorum Yapan Sen Ol
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Sıradışı Tarih - 5 Mayıs 2020

Turgay Güler'in hazırlayıp sunduğu Sıradışı Tarih programında bu bölüm Prof. Dr. Mehmet Çelik, Takvim Gazetesi Yazarı Ekrem Kızıltaş, Güvenlik Uzmanı Yusuf Alabarda ve Takvim Gazetesi Ankara Temsilcisi Zafer Şahin ile birlikte Koronavirüs salgını, Koronavirüs ile mücadele ve Türkiye’nin sağlık sistemindeki büyük başarısı masaya yatırıldı.

Zafer Şahin, Türkiye’nin Koronavirüs ile mücadelesiyle ilgili olarak “Bu salgın bize gösterdi ki bu şehir hastaneleri bir zorunluluk. Türk milleti otel konforunda sağlık hizmeti alıyor. Bizim milletimizin her bir ferdi değerli. Bu ülkenin hiçbir insanı Koronavirüs ile kaderine terk edilmedi. Dünyanın hiçbir yerinde böylesine bir sosyal devlet anlayışı söz konusu değil. Artık bütün ülkeler sağlıkta Türkiye modelini incelemek için sıraya girmiş durumdalar” sözlerini dile getirdi.

Ekrem Kızıltaş ise “Amerika Birleşik Devletleri, vatandaşlarına bin, iki bin dolar verdi ama sadece bir test yapmak için hastaneye gidenden de otuz beş bin dolar aldı. Dolayısıyla biz bu salgının başından beri hep şunu duyduk. Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere bütün batı ülkelerinde sağlık hizmeti paralı olduğu için, Koronavirüs kaptıklarından şüphelenen insanlar bile paraları olmadığı için test yaptırmaya gitmeye cesaret edemediler. Türkiye Cumhuriyeti Devleti dünyanın her tarafındaki vatandaşlarını özel uçaklar gönderip buraya toplarken, onlar dışarıdan ülkeye getirecekleri insanlardan önce ipotek makbuzu imzalatarak o insanları oraya çağırdılar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sağlık hizmetleri parasız. Özellikle Koronavirüs ile alakalı kimseden tek kuruş alınmıyor. Şu anda dünyada mevcut yüz doksan küsür ülke arasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti hakikaten Koronavirüs ile mücadele konusunda dünya çapında ilk sıralarda olan ülke” şeklinde konuştu.

Sıradışı Tarih - 5 Mayıs 2020
'de daha fazlasını keşfet
Fragmanlar Gezi Yaşam Eğlence Sohbet